18 Haziran 2011 Cumartesi

Sirenlerin ve kiliselerin kenti- açık hava müzesi Roma

Barcelona'dan Roma'ya Rynair ile geçtik (18 €). Rynair genelde üniversite öğrencilerinin tercih ettiği bir havayolu zannediyorum çünkü uçak 17-22 yaş arası gençle doluydu. Rynair ile ilgili bilmeniz gereken en önemli şeylerden biri de bagaj için ekstra ücret ödemek zorunda olduğunuz. 10 kiloyu geçenaslında olay kilo da değilbelli ebatları aşan bir bagaj kabine alınmıyor, karton bir kutuya bagajınızı koyuyorlar sığıyorsa ne ala , sığmıyorsa kilo başı paraları bayılıyorsunuz, uçak biletinin parası oradan çıkıyor diyeyim anlayın.
 
Gecenin bir yarısı Roma'ya vardık, indiğimiz anda İtalyan erkeklerinin bir şehir efsanesi olmadığını anladık. Çöpçüsünden polisine, güvenlik görevlisinden taksicisine kadar erkek güzeli doluydu o gece ortalık. O geceki bereket meğer hoşgeldin bereketiymiş sonrasında çok fazla göremedik bu tiplerden. Gece saat 24.00 ı geçince metro çalışmıyormuş, havaalanından Termini'ye otobüsle geldik (havaalanından şehir merkezine 20 dk da bir varmış, 10 euro) oradan da Trastevere'ye taksi ile gittik (kişi başı 10 €). Şoförümüz kadındı ve maşaallah çeneliydi. Gerçi İtalyan olup da az konuşanı orda bulunduğumuz sürede pek görmedik zaten. Taksi ücretine ekstra kişi başı 2€ bagaj ücreti eklendiği bilgisini vereyim hemen (Avrupada usul böyle).
 
Trastevere'deki evimiz 2,5 katlı bir daireydi ve fotoğralardakinden çok daha güzeldi. Romeloft'tan kiraladık gecesi, kişi başı 27 € olup, o ev için çok ucuzdu.

Daire ile ilgilenen kişi gece evin kapısına anahtarları getirdi, bunun için late chechk-in parası 50 € ödedik. Evle ilgili gerekli bilgileri verdikten sonra evden hangi gün çıkacaksak kapıyı çekip çıkmamızı söyledi. Barcelona'daki o daireye depozito vermiştik, bu daire için depozito ödemediğimiz gibi gelip kontrol eden de olmadı noksan / bozuk vs var mı diye. Trastevere'de nehre çok yakın bir yerdeydi evin konumu.

 
Trastevere Roma'nın bohem semti denebilir. Eski püskü daracık sokaklar, arnavut kaldırımları, çok sayıda trattorialar (daha şık ve gösterisli abisi ristorante'nin sevimli küçük kardeşi lokantalar), barlar, gelato (dondurma) dükkanlarıyla çok güzel bir semt. Kentin merkezinden Tiber nehri ile ayrılıyor, fakat uzak zannetmeyin, Roma'da her semt yürüme mesafesinde. Roma'nın yerel halkı Trastevere'ye pizza yemeğe geliyormuş, en iyi pizza orada dendi, ki test ettik onayladık, kesinlikle çok lezizdi pizzaları. Tramisu ve makarnalarda çok başarılıydı. TR de yediğimiz şeyin tramisu olmadığını orda yediğimizde anladık, bizdeki kötü bir kopya (uydurma desek daha doğru).
 
Yemeklerimizi genelde eve yakın yerlerde yedik, dediğim gibi Roma kent merkezine göre en güzel restaurantlar bu bölgedeydi. La Scaletta'yı öneririm, açık adresini bilmiyorum ama Trastevere'de sorarak bulabilirsiniz. Bütün yemekleri şahaneydi fiyatlar da son derece uygundu (13-18 € arası). Şunu belirtmeliyim Roma, Barcelona'ya oranla oldukça pahalı bir kent. Öğle yemeği ile akşam yemeği arasında fiyat farkı var, öğlen yediğiniz yemeğe akşam 10 € daha fazla ödüyorsunuz. Restaurantlar akşam yemeği için saat 19.00 itibariyle kapılarını açıyor. TR'deki gibi her saat açık değil. Öncesinde mekan belirleyip yer ayırtmakta fayda var, aksi takdirde ayakta bekliyorsunuz bir masa boşalsa da bizi alsalar diye.
Yer bulamadığımdan değil bu park çok güzeldi:)

 
Roma'yı müzeleri ve bütün turistik mekanlarıyla tamamıyla dolaştık diyebilirim (çoğunu yürüdük hatta) ve bu yaklaşık 2.5 günümüzü aldı. Roma'da bütün çeşmelerden su içilebiliyor, suya para vermeye lüzum yok (hem suyun tadı bildiğiniz gibi değil kimi maden suyu gibi oluyor kimi şekerli su oluyor). Kredi kartı her yerde geçmiyor, nakit bulundurmakta fayda var ama hırsızların kol gezdiğini de söylemem lazım, başımıza tatsız bir hadise geldi, sonra değineceğim buna.
Roma'da en çok duyulan ses siren sesi, ambulansların sireninin desibeli burdakinden oldukça yüksek, kulak tırmalıyor adeta. Ve sayamayacağım kadar çok duydum gün içinde. Trafik önemli bir sorun, sokaklar daracık, park sorunu yaşanıyor. İstanbul trafiğindeki korna seslerini atın, alın size Roma'nın trafiği. Park yeri problemi tavan yaptığından inanılmaz motrosiklet ve smart kullanılıyor. Büyük araba hiç görmedim desem yeridir, bizdeki gibi kamyona benzeyen jeeplerden orada 1 tane bile yoktu.
Collesium

, aşıklar çeşmesi, Pantheon, İspanyol merdivenleri birbirine yakın. Sayamadığım kadar kilise ve katedral gezdik hepsi de birbirinden görkemliydi.Burda yine sınıfın en çok konuşanı olarak arka sıradaki arkadaşları meşgul ediyorum:))

İtalyanlar oldukça yardım sever, elinizde bir harita varsa zaten kaybolma ihtimaliniz yok, birilerine sormadan da yolu buluyorsunuz. Haritaları büfelerden edinebilirsiniz, aynı zamanda metro ve otobüs bileti de bu büfelerde satılıyor. Ben bir otelden aldım, çünkü çok daha anlaşılır ve güzel bir haritayı orada otellerden bulabileceğim söylenmişti. Roma'nın meydanları Roma'yı Roma yapan. Piazza Navona, Piazza di Spagna, Saint Pietro, Campe dei Fiori...


Hepsi biribirinden güzel, ressamlar, cafeler, çiçekçiler, müzisyenler...
 
Biz vasıta pek kullanmadık ama otobüs ve metroyu kullanarak her yere gidebilirsiniz, çok iyi bir web adresi de var bunun için: http://infopoint.atac.roma.it/bw.asp?lingua=eng

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder